6 Nisan 2016 Çarşamba

Güney Kore mi? Japonya mı?


     Bildiğiniz gibi bu iki ülke Asya’nın en popülerleri. Ve geçmişten beri süregelen bir rekabet ortamı vardır. Zaman zaman Japonlar Korelileri küçümser, Koreliler Japonlardan pek haz etmez filan. E tabi bir de 1945 yılında kadar Kore yarımadasının (Kuzey daha kurulmamıştı o zaman, bütün yarımada yani) Japonya’ya ait olması da bu durumu ateşleyen noktalardan biri olmuştur. Güney Kore’nin daha 1948 yılında bağımsızlığına kavuştuğunu bazıları bilmez mesela. Konumuz ise Asya’da, dünyada ve benim gözümde bu iki ülkenin nasıl göründüğü.
     *Madde madde gidelim. İlk olarak Asyalı olmalarından bahsedeyim. Biz bayılıyoruz ama dünyanın önemsenmeyecek derecede çok bir kısmı da Asyalıları tip olarak beğenmez. Hatta bazı yerlerde sık sık “No Asians” cümlesini bile görebilirsiniz. Asyalılar gerçekten dışlanan bir ırk. Bunlar arasında sadece Japonlar ayrılıyor. Nedenine diğer maddede geleceğim.
     *Neden Japonlar derseniz hemen cevabım şu olur: Adamlar dünyaya bir sürü über, süper şey kazandırdı. Ve manyaklar, deliler. Evet bildiğiniz deli zekası, hayal gücü var bu adamlarda. Ve dünya onları bu şekilde seviyor, yapan Japon ise garip değildir diyorlar. Yapan mesela Çinli olsa deli gibi dalga geçerler. Kore bayağı bir romantizm ve cıvıklık pazarlamaya çalıştığı için kendini kabul ettiremiyor.
     *Dünyada neden Japonya’da önde? İlk neden Kore’den çok daha gelişmiş olması. Evet, Güney Kore gelişmiş, güzel bir ülke. Ama Japonya artık aşmış. Tokyo’ya baktıktan sonra Seul’un sönük kaldığını belirten bir sürü yazı var. Ayrıca birçok aleti, edevatı, zımbırtıyı Japonlar bulur, Koreliler kopya eder. Hemen iki örnek. 1. Japonya’nın Asimo’su (robot) Kore’nin buna rakip olarak çıkardığı ve adını hatırladığımın robot. 2. Japonya’nın Hatsune Miku’su. (Hologram şarkıcı, konser bile verdi) Kore’nin çıkarmış olduğu hologram şarkıcı SeeU. Burada bile karakterin adı gördüğünüz gibi İngilizce, Koreliler Japonlardan daha beter düşmüş İngilizce bataklığına.
     *K-Pop kesinlikle harika, Hatta J-Pop'tan daha çok seviyorum. Ama Kore sadece Kpop’ta kendini gösterebilen bir ülke. Japonya ise Jpop’un yanı sıra özellikle rock müzikte dünyaca ünlü gruplar çıkarmış bir ülke. Bugün Koreli pop gruplarının yapamadığını Japon rock grupları çoktan başardı.

Kore “aniki” diyor. Aniki Japonca büyük abi demek.
     *Korelilerin dizileri daha güzel ve uluslararası çalışıyorlar. Çekim tekniği, ışığı, senaryosu, oyuncuları filan 10 numara. Kore’de yakışıklı olmayan oyuncu neredeyse yok gibi, ya da estetik olmayan. Ama Japon dizilerinde size çirkin gelebilen oyuncuları görebilirsiniz. O insanlar belki çirkin olabilir, ama harika oyunculuk sergilerler. Bir de Japon dizilerinin çekimleri genelde sönüktür, böyle etraf ışıl ışıl olmaz. Çünkü Japonya dünyaya satmaya çalışmıyor dizilerini, filmlerini. “Biz izleyelim yeter” diyorlar. Yoksa en özgün yapımlar hep Japonya’dan çıkar.
     *Siz hiç You Are Beautiful’dan başka Japonların Korelilerden aldığı bir senaryo gördünüz mü? Ben görmedim. Bilen varsa yazsın, hepimiz öğrenelim. Ama hem Kore, hem de Asya’nın geri kalanı Japonlardan beslenir. Herkesin bayıldığı o Boys of Flowers’ın yazarı/mangakası bir Japon’dur. Neredeyse bütün Asya ülkeleri satın alıp dizi çekmiştir bu senaryo ile. En son Filipinler versiyonu yayınlamıştı.
     *Japonya’nın animelerine karşı Korelilerin dizileri var. Anime sektörü dizi sektörünü ezip geçer ama. Japonlar belki dizi satmıyorlar ama dünyaya animeleri satıp çatır çatır izletiyorlar. Ta 90’lardan beri anime furyası bütün dünyayı sardı. Her yıl yüzbinlerce insanın katıldığı anime/cosplay festivalleri yapılıyor.
      *Güney Kore’nin başında Kuzey Kore gibi bir bela var. Ara ara sürtüşmelerini haberlerden okuyoruz. Bir gün gelecek, bu iki ülke ya birleşecek, ya da cidden savaşacak. Bunun kaçarı yok. Eğer birleşirse iki Kore, Almanya gibi bu yükün altından başarıyla kalkamaz. Sekteye uğrar ülke ekonomisi. E savaş çıkarsa daha beter olur, Kuzey Kore ne Japonya’yı, ne de ABD’yi dinliyor. Her iki durumda da Kore’yi endişeli günler bekliyor bence. Japonya’nın ise böyle bir derdi yok. Arada Kore ve Çin ile adacıklar yüzünde sürtüşüyor, o kadar. Kuzey Japonya diye bir ülke olmadığı için rahatlar aha. Çin’in de Tayvan meselesi var mesela. O da ayrı bir karışık mevzu.
     *Korelilerin biraz eziklik kompleksi var. Bunu yaptıklarıyla, verdikleri konuşmalar ve haberlerle az çok görebiliyoruz. Üzgünüm ama gerçekten böyle bir durum var. Geçmişte başlarına gelenler gerçekten kötü ama silkelenip atamıyorlar bu durumu. Japonya’dan bir anime serisi yayınlanıyor. Adı Hetalia: Axis Powers. Bu serideki her ülke bir karakter olarak yer alıyor. Türkiye bile var, Sadiq Adnan adıyla hem de. Bir de sürekli Yunanistan ile didişiyoruz biz animede aha. İşte bu animenin mangasında Güney Kore’de vardı ve şöyleydi karakteri: “Sürekli Japonya’nın peşinde olan, zırlayan, onu taklit eden küçük mız mız kardeş” Ama parantez açayım, Japonya’nın kendisi de animede yer alıyor ve kendileriyle de feci dalga geçiyorlar. İşte Koreliler bu durumu hazmedemedi ve animeyi yayınlayacak olan televizyon kalanının telefonlarını kilitleyerek bir sürü tehdit mesajı bıraktılar. Öldürmekle tehdit ettiler. Yapımcılar da korktu ve seri internet ortamında 5er dakikalık bölümlerle yayınlandı. Ayrıca mangada yer alan Güney Kore, animede yer almıyor mesela. Yakarız, yıkarız o televizyon kanalı dediler ve eserin sahibini de öldürmekle tehdit ettiler. Çin, Fransa, Türkiye, Yunanistan, Amerika, Almanya, İngiltere.. Bu ülkelerin hepsi yer aldı ama hiçbir şey olmadı. Hele ki İtalya, en beterleri. Hetalia bir kelime oyunu. İşe yaramaz ve İtalya kelimelerinin Japonca birleşimiyle ortaya çıkmış. Animenin adı kısaca İşe Yaramaz İtalya yahu. Bunu niye anlattım? Korelilerin ne denli milliyetçi ve Japonlar bir şey yaptığında hiçbir türlü hazmedemediğini daha yakından görün diye. Japon bayan milli voleybol takımı Asya şampiyonu oldu diye Kore kendi milli takımındaki kadınlara 3 ay maaş vermedi. Ben böyle bir haber bile okumuştum, ama doğru, ama yanlış.
     *Güney Kore’yi gerçekten çok seviyorum, hatta bir gün baştan aşağıya ülkeyi karış karış gezmek istiyorum ama yukarıdaki yazdığım şeyler de gerçek yani. Japonya gerçekten farklı bir ülke. Bildiğiniz, gördüğünüz diğer ülkelere benzemiyor. Ben çocukluğumdan beri Japonya kelimesini nerede duysam sohbete ortak olmaya çalışırım, nerede Japonya kelimesi görsem hemen o yazıyı okurum, deli gibi fotoğraflarına bakarım.
     *Ve son madde olarak şunu yazmak istiyorum. Koreliler en çok sanatçı/oyuncularıyla ünlü. Yani insanlarla. Japonlar ise oluşturdukları eserlerle, icatlarla. Bir manga, bir anime karakteri ve gerçek olmayan bir dünya ile milyonları peşinden sürükleyen bir ülke. Korelilerin de animasyonu var, çizgi romanları var. Ama yarışabilir mi? Kıyaslanamaz bile. Kore gerçek insanları satarken, Japonya hayal gücü satıyor. Bu çok çok önemli. Sırf Japonya’ya hayran olmak için bir neden.
     Kısaca benim oyum Japonya’dan yana. Dünyada en sevdiğim grup Koreli, en sevdiğim diziler listesinde ilk 3’e bir Kore dizisi sokarım, ama kalan her şey için Japonya. Adamların vefakarlığı bile yeter. Seni seviyorum Nippon, iyi ki senin gibi bir ülke var. Bir gün seni Hokkaido’dan Okinawa’ya kadar gezeceğim, buna inanıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder